Diş Eti Hastalıkları

Hastalarımızın en çok yönelttiği sorulardan birisi, diş eti hastalıklarının ve genel diş sorunlarının genetik olup olmadığı sorusudur. Bazı kişilerin diş eti rahatsızlıklarına daha yatkın olduğu ve kalıtsal etkenlere bağlı olduğunu ifade edebiliriz. Fakat bireyler, diş hekimi kontrollerini aksatmaz ve ağız içi bakımını doğru şekilde gerçekleştirirse çok sayıda hastalığın önüne rahatlıkla geçilebilir. Dolayısıyla diş eti rahatsızlıklarının bir kısmının kalıtsal boyutu olsa da bakım ve kontroller bu konuda oldukça etkilidir.

Öncelikle doğru şekilde ve başarılı bir yöntemle uygulanan tedavinin olumlu sonuçlanma ihtimali çok yüksektir. Tedavi ile ilk olarak diş eti hastalıkları belirti ve sorunlarının önüne geçmek amaçlanır. Rahatsızlığın ilerlemesinin durmasıyla hastaların doğal dişlerini işlevsel bir şekilde ve uzun yıllar kullanmasının önü açılır. Tedavinin etkileri ilk seanstan itibaren görülebilir. Bazı rahatsızlıklarda birden fazla tedavi seansı gerekli olsa da sonuçta dişlerin korunması tedavi sürecinin en önemli etkisidir.

Kliniğimiz tarafından uygulanan diş eti tedavisinin sonrasında, bireylerin diş etlerinin doğal formunda kanamasız ve açık pembe renge sahip bir yapıda olması beklenir. Ağız kokusu sorununun ortadan kalkması ve dişlerde sallanma gibi rahatsızlıkların gerilemesi gözlenir.

Diş eti çekilmesi, temel ağız içi sorunlardan bir tanesidir ve oldukça yaygın şekilde görülür. Diş eti hastalıkları kapsamında yer alan diş eti çekilmesinin çok sayıda farklı nedeni olabilir. Öncelikle sert ve yanlış diş fırçalama biçimleri, farklı diş eti rahatsızlıklarına bağlı olarak kemik erimesinin gelişmesi bu sebeplerin başlıcalarıdır. Ayrıca yapılan muayeneler neticesinde kişilerin diş eti formunun doğuştan ince yapıda olması ve kontrolsüz şekilde gerçekleştirilmiş bazı ortodontik tedavilerin de aynı neticeyi ortaya çıkarabildiğini ifade edebiliriz.

Diş eti çekilmesinin hem kullanım rahatlığı hem de estetik açısından sorunlara neden olduğu bilinmektedir. Tek başına diş kayıplarına sebep olmasa da genellikle kişilerin estetik taleplerine göre karar verilebilir. Bunun yanı sıra eğer yaşadığınız diş eti çekilmesi sorunu diş fırçalamanızı güçleştiriyorsa estetik kaygılar dışında bir tedavi gerekli olur. Tüm diş eti hastalıkları ve toplumumuzda sık sık görülen dişeti çekilmelerinin etkili tedavilerini çağdaş yöntemler aracılığıyla gerçekleştiren kliniğimiz, hasta konforu ve memnuniyetini ön planda tutar.

Tıpkı diş eti çekilmesi gibi muayeneler sırasında çok sayıda kişi de görülebilen rahatsızlıklardan birisi de ağız kokusudur. Ağız kokusu bireylere rahatsızlık veren temel sorunlardan birisidir. Ağız bölgesindeki ve ağız dışı sebepler nedeniyle meydana gelebilir. Öncelikle diş eti hastalıkları, yanlış yapılmış dolgu, çürük dişlerin varlığı gibi ağız içi sorunlar kokuların oluşmasının temel sebepleri arasındadır. Ayrıca ağız kokusu diyabet (şeker hastalığı), mide reflüsü ve sinüzit gibi rahatsızlıklardan kaynaklı şekilde de oluşabilir. Merkezimizdeki muayeneler sırasında mevcut diş eti hastalıkları sebeplerini araştırarak tedavileri özenli ve başarılı şekilde uygulamaya öncelik veriyoruz.

Diş eti çekilmesinin hem kullanım rahatlığı hem de estetik açısından sorunlara neden olduğu bilinmektedir. Tek başına diş kayıplarına sebep olmasa da genellikle kişilerin estetik taleplerine göre karar verilebilir. Bunun yanı sıra eğer yaşadığınız diş eti çekilmesi sorunu diş fırçalamanızı güçleştiriyorsa estetik kaygılar dışında bir tedavi gerekli olur. Tüm diş eti hastalıkları ve toplumumuzda sık sık görülen dişeti çekilmelerinin etkili tedavilerini çağdaş yöntemler aracılığıyla gerçekleştiren kliniğimiz, hasta konforu ve memnuniyetini ön planda tutar.

Dişi saran ve çevreleyen dokularda ortaya çıkan kronik enfeksiyonlar olan diş eti hastalıkları; diş yüzeylerinde, dişlerle diş etlerinin birleştiği bölgelerde biriken bakterilerden kaynaklanır. Diş eti hastalıklarının yalnızca diş etlerini etkilediği durumlarda diş eti iltihabı, çene kemiği ile dişin çene kemiğine tutunmasını sağlayan periodontal lifleri etkilediği durumlarda periodontitis varlığından söz edilebilir. Diş çevresindeki bakteriler diğer bir deyişle diş eti hastalıkları kalp sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Diş eti hastalıkları zamanında teşhis ve tedavi edilmediği durumlarda ağız kokusundan diyabete kadar pek çok farklı sağlık sorununa neden olabilir. Yapılan araştırmalara göre diş eti hastalıkları ile felç, romatizmal hastalıklar, erken doğum ve düşük ağırlıklı bebek doğumu gibi durumlar arasında bir ilişkiden bahsetmek mümkündür.

Diş etlerinin bakterilerle enfekte olması sonucu ortaya çıkan hastalıklar, diş eti hastalıkları olarak adlandırılır. Ortaya çıkan enfeksiyon, diş eti dokusunda iltihaplanmaya ve tahrişe yol açabilir. Erken evrelerde ameliyatsız olarak tedavi edilebilen diş eti hastalıklarına zamanında müdahale edilmez ve hastalık ilerleyip ciddi sorunlara neden olursa, cerrahi tedavi gerekliliği doğabilir. Birkaç aşamada ortaya çıkan diş eti hastalıklarının erken evre belirtileri arasında; diş etlerinde şişlik, hassasiyet ve kızarıklık sayılabilir. Dişler fırçalandığında ya da diş ipi kullanıldığında diş eti kanaması görülebilir. Ayrıca diş etlerinde küçülme ve ağız kokusu gibi sorunlar da diş eti hastalığının belirtileri arasında sıralanabilir.

Genellikle dudaklarda, ağız ve bademciklerin çevresinde bazı durumlarda ise tükürük bezlerinin arka kısmında oluşan kanser, diş eti kanseri olarak adlandırılır. Başarılı bir tedavi için erken teşhisin önemli olduğu diş eti kanserinin belirtileri arasında;

Dudakta, diş etinde ya da ağız içerisinde kanamalar ile iyileşmeyen yaralar olması,
Dilde ya da yanakta şişkinlik hissedilmesi,
Ağız içinde uyuşma ya da his kaybı olması,
Ağız içinde, dilde ya da diş etlerinde kırmızı lekeler olması,
Çiğneme ya da yutkunma güçlüğü yaşanması,
Sebepsiz ve tarif edilemeyen acılar oluşması,
Ses değişiklikleri olması,
Boğaza bir şeyler takılma hissinin yaşanması sayılabilir.

Diş eti hastalıklarının erken evrede teşhis ve doğru şekilde tedavi edilmesi, tedavinin başarısını artıran önemli bir etkendir. Böylece daha ciddi diş eti hastalıkları oluşması ve diş kaybı yaşanması önlenir. Diş eti hastalıklarının tedavisi aşamasında önemli olan noktalardan biri, doğru ve sağlıklı bir ağız ve diş bakımı rutini uygulamaktır. Profesyonel diş eti bakımı, diş eti hastalıklarının tedavisinde kritik rol oynar. Bu kapsamda diş hekimleri tarafından profesyonel diş temizliği ve diş taşı temizliği işlemlerinin yapılması gerekir. Bu sayede dişlerdeki plakların, tartarların ve diğer bakteri ürünlerinin ortadan kaldırılması ve diş eti sağlığının iyileştirilmesi mümkün olur. Gerekli durumlarda diş restorasyonları uygulanması yoluyla dişlerdeki yapısal bozukluklar ve diş temizliğini önleyebilecek farklı sorunlar giderilebilir.

Diş etlerini güçlendirmek için ilk yapılması gereken, doğru ve düzenli bir ağız ve diş bakım rutini uygulamaktır. Bu kapsamda dişler her gün en az iki kez fırçalanmalı, düzenli olarak diş ipi kullanılmalıdır. Ayrıca rutin diş hekimi kontrolleri aksatılmamalıdır. Diş etlerinde hassasiyet varsa yumuşak kıl yapısı olan diş fırçaları kullanılmalıdır. Bunların yanı sıra sigara ya da diğer tütün ürünlerinin kullanımı önlenmeli, dengeli ve sağlıklı bir beslenme programı uygulamaya özen gösterilmelidir. Ağız içerisinde oluşan değişiklikler yakından izlenerek olası bir sorun halinde diş hekimine başvurulmalıdır.