Dişin en üst tabakası mine tabakasıdır. Mine tabakası aynı zamanda dişin dış düzeyini kaplar ve dişteki en sert doku olma özelliğine sahiptir. Bunun yanı sıra mine dokusu dişteki cansız ve hücre içermeyen bir dokudur. Mine dokusu her ne kadar gelişim sırasında hücre içerse de, bu hücreler daha sonra ölür. Ölen hücrelerin uzantılarının dişin içinden dışarı doğru kalması durumunda, içten dışa doğru gözle görülemeyen ve por olarak adlandırılan, küçük ve gözenekli doku yüzeyleri meydana gelir.
Dişin mine tabakası kristalize bir dokudur ve ortalama %97’si inorganik maddelerden oluşur. Mine tabakasının yüzeyi vücuttaki kalıcı dişler sürerken parlak ve beyaz gözeneklidir. Diğer yandan bireylerin tükettiği ve dişlerde renklenmeye neden olabilecek yiyeceklerle içeceklere, sigara ve benzer tütün ürünlerinin kullanımına, kullanılan bazı ilaçların etken maddelerine ve diğer çeşitli etkenlere bağlı olarak zaman içinde mine dokusunun yüzeyi kirlenebilir ve lekelenebilir.
Dişin yüzeyinde meydana gelen lekelenmeler ve renklenmeler zaman içinde yüzeysel renklenmeler olmaktan çıkar ve içsel renklenmeler haline gelir. Meydana gelen renk değişimi sonucu dişler daha sarı ve daha koyu renkli bir şekilde görünmeye başlar. İlk dişler sürdüğünde şeffafımsı ve parlak beyaz renkli olan görünüm, yüzey lekelenmelerine bağlı olarak diş ucundan diş etine doğru daha koyu bir renk almaya başlar.
Dişlerdeki Dışsal Renklenmeler Nasıl Temizlenir?
Dişlerin üst yüzeyinde çeşitli nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan dışsal renklenmeleri gidermek için, diş taşı temizliği ve politür olarak bilinen bir uygulama gündeme gelebilir. Dişin rengindeki lekelenmelerin, koyulaşmaların ve sararmaların mekanik temizlikle giderilmesi söz konusu değildir. Bu tür durumlarda, porların kimyasal olarak temizlenmesine gereksinim duyulabilir.
Bireyin ağız ve diş bakım rutinini doğru ve düzenli olarak uygulaması halinde, dişlerin doğal rengini daha uzun süre koruması sağlanabilir. Diğer yandan yaş almaya bağlı olarak dişlerin renginde koyulaşmalar görülmesi olağan bir durum olarak kabul edilir.
Profesyonel Diş Beyazlatma İçin Diş Hekiminize Başvurun
Dişlerin dış yüzeyinden iç yüzeyine doğru olan renklenmeleri dişten uzaklaştırma amacıyla kimyasal ajanlar kullanılarak gerçekleştirilen prosedür, profesyonel diş beyazlatma olarak adlandırılır. Diş beyazlatma ev tipi ve ofis tipi diş beyazlatma olarak farklı yöntemlerle uygulanabilir. Diğer yandan hangi yöntemin tercih edileceği hasta özelinde, dişlerdeki renklenmenin derecesi ve türüne bağlı olarak belirlenir. Ev tipi diş beyazlatma ve ofis tipi diş beyazlatma yöntemleri tek başına uygulanabileceği gibi ihtiyaç görülmesi halinde her iki yöntemin bir arada uygulandığı kombine diş beyazlatma prosedürünün uygulanması gündeme gelebilir.
Diş beyazlatma tedavisi uygulanacak olan hastaya ilk olarak diş taşı temizliği ve mekanik temizlik yapılır. Hastaya ev tipi diş beyazlatma yöntemini uygulanacağı durumlarda öncelikle alt ve üst dişlerin ölçüleri alınır. Alınan ölçülere göre hasta özelinde şeffaf plaklar hazırlanır. Diş hekimi hastaya şeffaf plaklarla birlikte, plakların içerisine sıkarak kullanacağı diş beyazlatma jelini de verir. Diş hekimi hastayı uygulamayı nasıl yapacağı konusunda detaylı bir şekilde bilgilendirir. Hasta diş hekiminin talimatlarına birebir uyarak ve belirtilen süre boyunca diş beyazlatma plaklarını takarak tedaviyi tamamlar. Uygulama her ne kadar hasta tarafından gerçekleştirilse de, ev tipi diş beyazlatma tedavisinin planlanması ve takibi diş hekiminin kontrolündedir.
Ofis tipi diş beyazlatma tedavisi uygulanacak olan hastalarda öncelikle diş etleri ve yumuşak dokular izole edilir. Diş hekimi, diş beyazlatma etkisine sahip kimyasal ajanları hastanın dişlerine uygular. Bunun ardından lazer ışınları kullanılarak diş beyazlatma ajanları aktive edilir. Etkilerini göstermeleri için belirli bir süre beklenir ve daha sonra dişler temizlenerek elde edilen sonuç kontrol edilir. Hasta özelinde gerek görülmesi halinde daha fazla beyazlama etkisi sağlamak için işlem tekrarlanabilir.
Diş Beyazlatma İle İlgili Bilinmesi Gerekenler
Ev tipi ve ofis tipi diş beyazlatma uygulamalarını takip eden ortalama 1 haftalık süre boyunca dişlerdeki gözenekler açık kalmaya devam ettiği için dişler renklenmeye daha yatkın olurlar. Bu süreçte hastaların dişlerinde geçici bir hassasiyet hissetmesi olasıdır ve hastalar çok sıcak ve çok soğuk yiyecek ve içeceklerin tüketiminden kaçınmalıdır.
Ayrıca bu süreçte dişlerde renklenmeye neden olabilecek yiyecek ve içeceklerden uzak durmak da çok önemlidir. Sigara ve diğer tütün mamüllerinin kullanımı da kısıtlanmalıdır. Bu sayede elde edilen beyazlığın daha uzun sürelerle kalıcı olması sağlanabilir. Hastalar diş beyazlatma işleminden sonra yumuşak diş fırçası ve diş beyazlatma özelliği taşıyan diş macunuyla düzenli olarak dişlerini gırçalamalıdır.
Diş beyazlatma 18 yaşını tamamlamış, ayrıca diş beyazlatma işlemi uygulanmasına engel olacak bir ağız ve diş sağlığı sorunu olmayan kişilere uygulanabilir. Bu şartların sağlanıp sağlanmadığının tespit edilmesi için öncelikle hasta detaylı bir diş muayenesinden geçirilerek tedaviye uygunluk kararı verilir.
Diş Beyazlatma Ağrılı mıdır?
Diş beyazlatma, alanında uzman ve deneyimli diş hekimleri tarafından doğru tekniklerle uygulandığı takdirde hasta acı ya da ağrı hissetmez. Ayrıca diş beyazlatma yapılacak hastanın tedaviye uygunluğu diğer bir önemli noktadır. Hastanın diş ve diş eti problemleri varsa, diş beyazlatma tedavisinden önce bu sorunları gidermek gerekir.
Diş beyazlatma sonrası hastanın geçici bir hassasiyet hissetmesi ise olağan bir durum olarak kabul edilir. Hastanın yaşam kalitesinin söz konusu hassasiyetten olumsuz yönde etkilenmemesi için hassasiyet giderici jel ve diş macunu kullanımı gündeme gelebilir.
Dişlerin Doğal Rengi Neden Kaybolur?
Benzersiz ve etkileyici bir gülüşe sahip olmak için sağlıklı ve bakımlı dişlere sahip olmak gerekir. Dişlerin düzenli bir şekilde fırçalanması ve rutin diş hekimi muayenelerinin ihmal edilmemesi sayesinde ağız ve diş sağlığını korumak mümkün olabilir. Dişlerin doğal görünümlü, sağlık ve beyaz olması kişinin öz güvenini ve sosyal hayattaki konumunu doğrudan etkileyen bir faktör olarak kabul edilir.
Dişler hem çevresel hem fiziksel etkenlere bağlı olarak zaman içinde doğal görünümlerini kaybedebilirler. Kalıtsal etkenler olarak da bilinen fiziksel etkenlerin neden olduğu renk değişikliklerini gidermek için profesyonel diş beyazlatma prosedürlerine başvurmak etkili bir çözümdür. Bu tür durumlarda alanında uzman ve deneyimli diş hekimlerine tercih etmek hedeflenen görünüme ulaşmaya yardımcı olan bir unsur olarak öne çıkar.
İkiye ayrılan çevresel faktörler, dişlerin doğal görünümünü bozan en önemli etkenler arasında sıralanabilir. Bunların başında dişe alınan darbelerin neden olduğu bozulmalar gelir. Dışardan alınan darbeler dişlerin kırılmasına ya da çatlamasına yol açabilir. Bunun sonucunda dişler zaman içinde içten içe renk değiştirebilir. Bu tür durumlarda medikal ise destek alınması önerilir.
İkinci etken ise dişlerde renklenmeye ve lekelenmeye neden olabilecek özellikteki çay, kahve, kola, salça, vişne suyu, karadut, karamel, sigara ve diğer tütün ürünlerinin sıklıkla tüketilmesidir. Dişlerinde renklenme, lekelenme ve sararma olan kişilere ihtiyaçlara ve beklentilere uygun olacak şekilde en uygun diş beyazlatma yöntemleri uygulanmalıdır. Bu sayede renk değişikliklerinin giderilmesi ve istenilen sonuçların elde edilmesi söz konusu olabilir. Bunun için dikkat edilmesi gereken en önemli konu, alanında uzman ve deneyimli diş hekimlerinden hizmet almaktır.